Alerjik Konjonktivitler
Akut Atopik Konjonktivit
Genellikle ailesinde atopi hikayesi olan IgE ile oluşan tip 1 allerjik cevaptır. Tozlar, küfler, polenlerin tetiklediği ani başlayan kaşıntı, yanma, konjonktivada kızarıklık ve ödem, sulu akıntı gibi semptomlarla kendini gösterir. Reaksiyon gözde sınırlı olabildiği gibi burun, cild ve akciğerlerde de görülebilir. Tedavide mümklün olabildiğince allerjen maddelerden uzak kalınması sağlanmalıdır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda tedavide etkili ilaçlar kullanılır. Tedavide bazı ilaçların iki haftadan önce etki göstermeyeceği akılda tutulmalı ayrıca allerjik reaksiyonun uzun süreceği bilinerek koruyucu tedavi uygulanmalıdır. Dört haftadan uzun süren konjonktivitlere kronik alerjik konjonktivit denir. Bu hastalarda vucut savunma sisteminin zayıf olabileceği bilinerek enfeksiyonlara karşı dikkatli olunmalıdır.
Alerjik Dermato Konjonktivit
Göz kapakları ve konjonktivanın kontakt alerjisi sonucu görülen tip 4 alerjik reaksiyondur. Daha önce alerjen madde ile temas hikayesi olan kişilerde ikinci temasla birlikte görülür. Bu reaksiyona giysi, takı, plastik gibi maddeler neden olabileceği gibi idoksiurudin, atropin, timersol gibi ilaçlar da neden olabilir. Alerjik reaksiyon gözde mukopürülan akıntı ile birlikte olan şiddetli kaşıntı ve konjonktivada papiler yapılara neden olur. Alt kapak ve kapakların dış kısmında ciltte tipik egzamatöz dermatit gelişir. Kronik olgularda gözyaşı kanallarının girişleri tıkanarak gözlerde sulanmaya neden olabilir. Göz kapak cildi parşumen kağıdı gibi bir görünüm alır. Korneada noktasal hasarlar oluşabilir.
Vernal Konjonktivit
Sıklıkla çocukluk yaş grubunda görülen çift taraflı ve tekrarlayan bir konjonktivittir. Başlangıç sıklıkla bahar ve yaz aylarında olup daha serin aylarda sıklığı azalır. Erkeklerde kızlara oranla iki kat daha sık ve çoğunlukla 5 - 20 yaşları arasıdna görülür. Aile atopi hikayesi sıktır. En belirgin özelliği kaşıntı, ışıktan rahatsızlık, yanma, sulanma, hafif kapak düşüklüğü ve mukoit akıntı şeklindedir. Vernal konjonktivit palpebral, limbal ve karışık olmak üzere üç klinik şekilde görülür. Palpebral formunda üst kapak konjonktivasında kaldırım taşı görünümü sergileyen papiler yapılar belirgindir. Limbal formunda korneanın konjonktivayla birleştiği sınırda noktasal jelatinöz opasiteler görülür. Bu noktalar horner- trantas noktaları olarak bilinir. Olguların %50 sinde kornea tutulumu görülür. Başlangıçta kornea epitelinde noktasal benekler, damar ve bağ dokusundan oluşan pannus dokusuna dönüşür. Kronik olgularda sıklıkla 1/3 üst korneada ülserler ve iyileşen ülserlerin altında derin korneal opasiteler görülür. Tedavide hastalığın kronikliği göz önüne alınarak %4 lük kromolin sodyum gibi uzun dönemde nekaat sağlayıcı ilaçlar kullanılmalıdır. Akut olgularda yan etkileri göz önünde bulundurularak kortiko steroitli damlalar kullanılır.